pandomim
New member
Bölge basınında çıkan habere bakılırsa, Hudut Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün yayınladığı raporda, Meksika, Brezilya, Kolombiya ve Honduras’ta 9 yılda öldürülen gazetecilerin yüzde 90’ının gereğince korunamadığı için öldürüldüğü belirtildi.
“Latin Amerika’daki gazeteci müdafaa programlarının eksiklikleri nasıl giderilir” temalı raporda, başta Meksika olmak üzere şiddetten etkilenen gazetecilere yönelik muhafaza düzeneklerinin araştırılması ve karşılaştırılması kaleme alındı.
Raporda, gazetecilerin, berbat niyetli yasal süreçlere, casusluk aksiyonlarına ve çalışma gereçlerinin yok edildiği belirtilerek, maruz kalınan fizikî ve kelamlı hücumların, tehditlerin, adam kaçırmaların ve keyfi gözaltıların olduğu bildirildi.
Sivil toplum ve milletlerarası kuruluşların uyguladığı baskı yardımıyla gazetecilerin bir nebze hatırlandığına işaret edilen raporda, “Cinayetler, basına karşı uygulanan şiddet, buzdağının yalnızca görünen kısmıdır. Bu dört ülkede bilgiye karşı fiili olarak uygulanan sansür, en görünür ve en çok halidir.” tabirine yer verildi.
MEKSİKA’YA DAVET
Raporda, bilhassa Meksika’da saldırganların cezalandırılmasında önemli eksiklikler bulunduğu lisana getirilerek, federal yetkililerden bu meseleye daha fazla gayret gösterilmesi talep edildi.
Kolombiya, Brezilya ve Honduras’ta nazaranv yapan gazetecilerin de birebir biçimde şiddete maruz kaldığı belirtilen raporda, yetkililerden problemlere yapısal tahliller bulunulması istendi.
Gazetecilerin korunması için yetkililere birtakım tekliflerde bulunan RSF, polis nezaret devriyeleri aracılığıyla “panik düğmeleri”, güvenlik kameraları yahut kurşun geçirmez yelekler üzere tavsiyelerde bulundu.
Öte yandan RSF Bölge Yöneticisi Emmanuel Colombie, düzenlediği basın toplantısında, raporun birinci defa bölgesel bir perspektif sunduğuna dikkati çekerek, Latin Amerika basınında özgürlükleri göz gerisi eden büyük bir kırılganlık yaşandığını belirtti.
“Latin Amerika’daki gazeteci müdafaa programlarının eksiklikleri nasıl giderilir” temalı raporda, başta Meksika olmak üzere şiddetten etkilenen gazetecilere yönelik muhafaza düzeneklerinin araştırılması ve karşılaştırılması kaleme alındı.
Raporda, gazetecilerin, berbat niyetli yasal süreçlere, casusluk aksiyonlarına ve çalışma gereçlerinin yok edildiği belirtilerek, maruz kalınan fizikî ve kelamlı hücumların, tehditlerin, adam kaçırmaların ve keyfi gözaltıların olduğu bildirildi.
Sivil toplum ve milletlerarası kuruluşların uyguladığı baskı yardımıyla gazetecilerin bir nebze hatırlandığına işaret edilen raporda, “Cinayetler, basına karşı uygulanan şiddet, buzdağının yalnızca görünen kısmıdır. Bu dört ülkede bilgiye karşı fiili olarak uygulanan sansür, en görünür ve en çok halidir.” tabirine yer verildi.
MEKSİKA’YA DAVET
Raporda, bilhassa Meksika’da saldırganların cezalandırılmasında önemli eksiklikler bulunduğu lisana getirilerek, federal yetkililerden bu meseleye daha fazla gayret gösterilmesi talep edildi.
Kolombiya, Brezilya ve Honduras’ta nazaranv yapan gazetecilerin de birebir biçimde şiddete maruz kaldığı belirtilen raporda, yetkililerden problemlere yapısal tahliller bulunulması istendi.
Gazetecilerin korunması için yetkililere birtakım tekliflerde bulunan RSF, polis nezaret devriyeleri aracılığıyla “panik düğmeleri”, güvenlik kameraları yahut kurşun geçirmez yelekler üzere tavsiyelerde bulundu.
Öte yandan RSF Bölge Yöneticisi Emmanuel Colombie, düzenlediği basın toplantısında, raporun birinci defa bölgesel bir perspektif sunduğuna dikkati çekerek, Latin Amerika basınında özgürlükleri göz gerisi eden büyük bir kırılganlık yaşandığını belirtti.